Hava insanların en önemli ihtiyaçlarından birisidir. İnsan, günlerce aç susuz durabildiği halde nefes almadan birkaç dakikadan fazla duramaz. Yetişkin bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için günde yaklaşık 15 kg havaya ihtiyacı olduğu yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. İnsanlar için bu kadar önemli olan havanın, sağlıklı ve temiz olması gerekir.
İnsanlar günlük yaşamlarının %70-98’ini iç mekânlarda geçirmektedirler. Birçok iç ortamın, bazen dış ortamdan daha kirli ve tehlikeli olduğu saptanmıştır. Bu durum kış aylarında daha da belirginleşmektedir.
Evlerde bazı bileşenler veya faaliyetlerden oluşabilen zehirli kimyasallar birçok kanser çeşidinden başka, baş ağrısı, öksürük, gözlerde yanma, baş dönmesi gibi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Evlerde; gaz sobası, kömür sobası, şofben gibi yerel yakma sistemlerinin neden olduğu zehirlenme ve ölüm olaylarıyla sık karşılaşılmaktadır.
Hava kirlenmesi sorunu, birçok gaz kirletici için aynı zamanda koku sorunu anlamına da gelir. İç ortamda, formaldehit gibi koku eşik seviyesi yüksek olan (61,2 mg/m3 ) maddeler de bulunmaktadır.
İç mekânlarda oluşan gürültü seviyesi de çevre sağlığını bozan etkenlerdendir. Hava, cisim ve su gürültüsü şeklinde iç ortamlara sızan gürültü, insanlarda fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklar meydana getirebilmektedir. Evlerdeki iç ortamlarda, gürültü seviyesinin 35 dB’i geçmeyecek şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir.
Evlerde iç hava kalitesini bozan kirleticiler; ısıtıcılar, yapı malzemeleri, sigara ve benzeri maddeler, ev eşyaları, klimalardan kaynaklanmaktadır. İnsanların sağlığını, çalışma verimini doğrudan etkileyen iç ortam hava kalitesinin iyileştirilmesi ve çevresel olumsuz etkilerin giderilmesi gerekmektedir.
İnsanların birçoğu dış hava kirliliğinin sağlığa zararlarını bilmesine rağmen iç hava kalitesi (İHK) problemlerinin insan sağlığına önemli etkileri olduğunu bilmez. Amerikan Çevre Koruma Örgütü'nün (EPA) çalışmaları göstermiştir ki iç ortamdaki kirleticilerin seviyesi dış havadan yaklaşık 5-100 daha fazla olabilmektedir. Dış hava kirliliğinin etkileri 20. yüzyılın başlarından itibaren bilinirken iç hava kalitesi sadece 30 yıl önce gündeme gelmiştir.
Özellikle okullarda iç hava kalitesi birçok nedenden dolayı çok önemlidir. Çocuklar tahriş edici hava kirleticilere karşı yetişkinlere kıyasla daha hassastırlar. İç havada yüksek seviyede ajanlar bulunduğunda astım ataklarını tetiklediğinden, çocuklar arasında astım riski artar. İç hava kirleticilerine maruz kalan öğrenci ve öğretmenlerde dikkat dağılmasına yol açar, tüm öğrenme ve öğretme süreçleri zarar görür.
Ülkemizde basık tavanlı mekanik havalandırmasız kalabalık sınıflarda pencerenin soğuktan açılamadığı soğuk kış günlerinde iç hava kalitesi problemleri çok yoğun şekilde yaşanmaktadır. Öğrencilerin bu sezonda hastalıklardan dolayı devamsızlıkları artmakta, astım ve bronşit gibi kalıcı rahatsızlıklara neden olmaktadır.